{ "title": "Bakteri", "image": "https://www.bakteriler.gen.tr/images/bakteri.jpg", "date": "20.01.2024 03:23:58", "author": "esin veske", "article": [ { "article": "
Bakteri, Tek hücreli mikroskobik bir canlıdır türüdür. Bitkilerle hayvanlar sınıfında ayrı bir canlı çeşidine ayrılmaktadır. Doğada, toprakta, havada, suda, bitkilerde, hayvanlarla birlikte insanlarda bakteri türlerinin birden fazla bulunmasıdır.

Bakteriler çekirdeksiz ve klorofilsiz 1-6 mikron büyüklüğündeki çıplak gözle görünemeyecek kadar mikron yapıda türlerdir. Bakteriler bölünerek sayılarını artırırlar. Hastalık yapan zararlı bakterilerle beraber faydalı olan bakteri çeşitleri de mevcuttur. Genel itibariyle bu türler; hastalığa yol açan bakteriler, maya bakterileri, çürütücü bakteriler ve azot bakterileri olarak belirli sınıflara ayrılırlar. Başka canlıların yaşamını devam ettiremediği zaman çok sıcak ortamlarda veya çok yüksek basınç altında yaşamını devam ettirebilirler. Ölü organizmaların yapısını değiştirerek çürütür ve organik maddelerin diğer organizmalarca kullanılır bir hale gelmelerini destek olurlar. Bunlar bakterilerin faydalı kısımlarıdır. Bakteriyologlar 100'den çok bakteri türünün olduğunu söylemektedirler ve bunları şekil, yapı, büyüme, kültür ortamı ve boyanma türlerine göre ayrılırlar.

Bakteriyolojik ya da mikroskobik gözlemlere göre bakteriler üç başlık altında incelenir: Koküsler (Cocci), basiller (Bacillus) ve spiraller (Spirillum). Birinci gruba streptokok, stafilokok, pnömokok çeşitlerinden meydana gelir. Bunlar yuvarlak şekilli bakterilerdir. Salmonella, kolibasil vb. Türlerin dâhil olduğu ikinci grupta çubuk biçimindeki bakteriler olarak gruplandırılır. Spiraller ise virgül gibi kıvrık şeklindedir. Leptospira, treponema vb. Birer spiral'dir.

Bakteriler boyama ile de çeşitlere ayrılırlar: Bunlar gram pozitif ve gram negatif türleridir. Uçlarında kamçıya benzer uç kısımları olan bakteriler gram negatif olanlarıdır. Bazı bakterilerin ayırt edilmesi onların sebep olduğu hastalığı bularak oluşur. Bunu nedenle de bu bakteriler hayvanlara enjekte edilir. Bakteriler yaşam siklusuna ve doğadaki birçok biyolojik olguya katkı sağlamaktadır. Bir bölümü toprak ve suda, bir bölümü başka çeşitlerinin, bitki, hayvan ve insanların iç organlarına bağlı hayatlarını sürdürürler. Sığır, koyun, keçi gibi hayvanlar bitkilerde bulunan selülozu emilimini yapamaz, bu işi sadece bağırsaklarına yaşayan bakterilerin yardımıyla gerçekleştirirler. İnsanın ağız, deri, bağırsak ve cinsel organlarında zararsız veya yararlı fazlaca bakteri bulunmaktadır. Bakteriler peynir, tereyağı, yoğurt, sirke elde edilirken ve bazı antibiyotiklerin yapılmasında büyük önem arz ederler. Ayrıca endüstride aseton, bütil alkol de bakteri fermantasyonu (Mayalanma) ile miktarda oluştururlar.

Bakterilerin insan için önemi, hastalık yapanlarından dolayı meydana gelir. Hastalık, vücuda giren bakterilerin çeşidi ve fazlalılarıyla organizmanın bağışıklık sistemine bağlıdır. Bakteriler salgıladıkları toksinlerle de hastalığa yakalanma riskini artırırlar. Bu maddeler bakteri tarafından oluşturulması durumunda ekzotoksin diye anılırlar. Bakteri hücresinin yapısında bulunursa endotoksin ismi verilir. Bakteriler çeşitlerine göre vücutta ayrı ayrı yerlere kurulurlar. Stafilokoklar deri ve aknelerde yer alırken, streptokoklar boğazda yaşarlar. Tüberküloz ve zatürree ise akciğerler de bulunan bakteriler yaptığı rahatsızlıklardır.

Canlıda ya da laboratuvar deneyinde, bakterileri öldüren her tür fiziksel ya da kimyasal etkene bakterisit denilmektedir. Uygun mekanlarda, belli sürede yaşayan mikrop sayısında yok olmaya yol açan antibiyotik, bakterisit antibiyotik olarak bilinir. Penisilin ve streptomisin buna örnek verilebilir. Kimyasal sebeplerle veya serumdaki bazı maddelerin katkısıyla mikrop sitoplâzması fiziksel ve kimyasal birtakım değişikliklere yol açmasıdır. Bakteri erimesine sebep olan bu tür etkenlere bakteriyolizin adı verilir. Mikropların erimesine de bakteriyoliz diye adlandırılır.

Mikrobiyolojinin bakterileri inceleyen bilin dalına bakteriyoloji adı verilir. Tıbbın bu dalı Pasteur'un çalışmalarıyla XIX. Yüzyılda başlamış ve giderek çoğalmıştır. Mikropların görülmesi, farklı kültür mekanlarında çoğalması ve boyanması bakteriyolojik araştırmalarını içermektedir. Bu alanda çalışan bilginlere bakteriyolog adı verilir.
" } ] }